10 Bin Adım

10 Bin Adım ( minik bir çözümleme ve yeni yazarlara şevk olsun! )

11:54 dakikalık bir hikayenin de bir hikaye kurgusu mutlaka var. 10bin adım bunu harika bir şekilde göstermiş. Hadi biraz bakalım.

İlk açılışta bizi tatlı bir konsept karşılıyor. Belki de bu işin ampulünün yandığı an. Yani fikir! “SAĞLIK ÖRGÜTLERİ SAĞLIKLI BİR YAŞAM SÜRMEK İÇİN HER GÜN ON BİN ADIM ATILMASINI TAVSİYE EDİYOR.”

Bu cümleyi bir gazetede ya da bir haber sitesinde okumuş olabilir, ya da bir arkadaşınızdan duymuş olabilirdiniz. Yani bu cümleyi duyan siz de olabilirdiniz. İşte 10 Bin Adım bir cümleden bir fikir nasıl bulunur ; O fikir nasıl bir konsepte ve hikayeye dönüşür çok güzel anlatan bir iş.

Hadi inceleyelim.

İlk anda gördüğümüz “Eski Sevgili” açıklaması. Demek ki bu hikaye “Eski Sevgili” konusunda olacak gibi… Peki biraz temaya ve karakterlere göz atalım mı? İlk diyaloglara buyrun.

“Naber?” ( suyu gösterir)

“Bana”

“Ne”

“Su. Bana almadın mı”

“Yo. Hiç Aklıma bile gelmedi”

“Hımm. Ben almışımdır nasılsa diye mi düşündüm?”

“Yo. Onu da düşünmedim öylesine gittim aldım işte”

“Ben alsam zaten sadece kendime almazdım”

“Yani istersen şuradan hemen alabilirim sana”

“Yoo. Yani ben kendim de alırım da. Konu o mu?

“Değil”

“Değil”

Bahsedilen ‘konu’ aslında kimbilir neler… Kimbilir bu iki karakter ‘eskiden sevgiliyken’ neler yaşamış? Belli ki bu adam bencil bir adam. Ya da belki bencillikle suçlanmış. Ve belli ki belki de kadının bir yarası var. İlk anda aklımıza yazılan durum:

Bu iki insan yeniden sevgili olabilecek mi?

İşte projenizin size ilk dakikalarda sordurması gereken sorular kısmından bir örnek. Her proje bize içten içe bir merak salar. Bunu göze sokmadan alttan alta hissettiren işlerden biri var karşımızda. Hadi devam edelim!

İlk paragraflardan anladığımız bir durum daha var. O da şu; iki karakter tanıtılıyor. Evet ikisi birazcık zıt, ya da zıtlaşıyor. Konu ne? Bir de bunu merak ettiriyorlar. Belki de geçmişten bir olay. Bunlar sadece yukarda yazdığımız satırlarla / diyaloglarla sağlanabiliyor. Şimdi karakterlere geçelim. Yine aynı satırlardan. Biri bencil ya da bencil olmakla suçlanıyor. Hikaye sanki ikisinin de hikayesi gibi gözükse de kadının hikayesi gibi. Çünkü adam kadın üzerinden tanımlanıyor. O bir ‘Eski Sevgili’ Yine de ikisini buluşturan bir olgu, bir durum var: 10 Bin Adım!

Sonra adamın telefonu düşüyor. Kadın ödemek istiyor, telefonun zaiyatını. Ama yeniden tekrar ediliyor “Konu o mu?” değil. Belli ki konu başka bir şey. Ya da konu bu gündelik ayrıntılar içine gizlenmiş her şey… Ama görünenin ardında bir şey! Gözün görmediği bir konu. İşte bunun adı hikaye oluyor seyirciler. Yani tüm bunların anlatılma sebebi. Gösterilenin ardında içten içe sezdirilen… Anlatılmak istenen. Bazen nasıl olur biliyor musunuz? Yazar da hikayesini arar. Yazarken. İyi bir yazarsanız, daha doğrusu bir proje sunacaksanız o zaman bunu çok da göze sokmadan yapsanız iyi olur. Yavaş yavaş hem kurallara bağlı, hem keşifte. Yürüye yürüye yol bulunur elbet!

Hadi devam edelim biraz daha! Hemen az sonra, işin ismine de atıfta bulunurlar yani ‘10bin Adım’a. Nereden çıkmıştır bu 10bin adım yürüme meselesi? Hem neden böyle bir şey yapmaktadırlar? Kimden duymuşlardır?

Emre’ye bağlanır olay. Yine bir eski sevgili. Gördüğünüz gibi konu odağını kaybetmeden devam ediyor ve hatta eski sevgili görülüyor. O anda sıcağı sıcağına. Geçmiş defterler bir anda açılabiliyor. Hem de yine ‘su meselesi’ sebebiyle.

Sonuçta yine su içerek bitiyor hikayemiz. Bu sefer ikisinin elinde de su var. Sizce bu iki kadın ve erkek sevgili olabilecekler mi? İşte bu soruyu alttan alta vererek biterken veya sezdirirken “Eski sevgili olayı saçma” “Elini çöpe sokup karıştırmak gibi bir şey” diye bir cümleyle kapanış yapıyoruz.

Aslında senaryonuzda bir çember aramalısınız nerden başlayıp olayı nerede kapattınız? Kaç ana durum / olay / konu üzerinde yoğunlaştınız? Önünüzde küçücük tefecik içi dolu fıçıcık bir örnek serilmiş. Hadi izleyin! Hadi çalışın. Bir de yazmayı isteyen bir ‘yeni yazar’ gözüyle bakın. Bakın ki bu güzel işler elinizden tutsun, size şevk olsun!

Işıl Sönmez.