Hikaye anlatımına bir ‘bütün’ olarak bakmak ve ‘yeni anlatım biçimleri’
Bir kadının kafe açma çabaları ve bu kafenin çeşitli hallere şekillere evrilmesiyle ilerleyen bir hikaye. Kutu gibi. 7 bölüm. Deniz Tezuysal’ın kaleme aldığı ve Vildan Atasever’le oynadığı; Emre Erdoğdu’nun yönettiği bir ‘kadın’ hikayesi. Bir ‘hayat’ hikayesi. Normalde hikaye anlatımında karakterlerin tanıtımı, değişimi, çemberlerin işlenmesi ve kapanması söz konusudur. Burada geniş resme yani 7 bölüme baktığınızda bunların tümünü yapan bir yapı görebilirsiniz. Bunun için hikayenize; örnekle Bonkis’e şöyle bakabilirsiniz; kaç ilişki biçimi anlatacağım, kaç karakterim var ve bunların birbiriyle ilişkisi ne olacak, anlatacağım karakterlerimin her birinin teması ve varacağı yer ne olacak.
Bonkis bunu kendi küçük ama samimiyetiyle / cesaretiyle büyük dünyasında yapıveriyor. Hepsini izlediğinizde her bir karakterin kendince bir hikayesi olduğunu anlayabilirsiniz. Üstelik her bir sahnesine baktığınızda ‘bağımsız’mış gibi duran sahneler yeni içerikler / sahneleme biçimleriyle ‘bütüne’ bağlanıveriyor. Bu şekilde çoklu bir hikayeniz varsa; o zaman şunu düşünerek yola çıkmak iyi olabilir. “Temelde kaybetmemem gereken nedir?” diyelim ki bu soru sizin için ana karakterinizin yolculuğu, hayat gibi akan bir kurgu ya da her bölüm farklı mekanlarda açılan bir konu olabilir. Bonkis’le örnek verecek olursak temelde merkezde bir kafe görmekteyiz. Tüm insanlar ve herkes bu kafenin etrafında birleşmiş. Dolayısıyla tüm öyküler de. Bir öykü ya da proje tasarlarken merkeze ne alacağınızı sorarak tüm bölümler için bir odak noktasını böylece belirleyebilirsiniz.
Ayrıca gelelim projenizin anlatım biçimine; projenizin tarz ve biçimini yapımcınıza ‘anlatacak’ kadar bir aşama kaydedememiş olabilir misiniz? Elbette. Çünkü bir proje sadece yazılmaktan ibaret değil. Eğer Bonkis’i bir proje dosyası olarak sunmanız gerekse o zaman belki de projenin ‘yazım biçimi’ ne uygun paralel bir ‘görsel dünya’ hayal etmeniz yerinde olur. Proje dosyalarımızda / dosyalarınızda bu dünyayı görmek istiyoruz. Yazar olarak siz de istemelisiniz. Çünkü bir ‘senaryo’ sadece yazılı bir eserden ziyade görselleştirilecek bir ‘dünya’dır. Üç boyutlu hale gelecektir. O zaman en azından kendi projenize benzer projelerin görsel dünyalarına / renginden kamerayı kullanım biçimlerine bakıp proje dosyanıza buna benzer görseller eklemeniz son derece mümkün. Bu sizin gözünüzde de o dünyayı ‘canlandıracak’ hatta belki de yazacağınız — eğer yazma aşamasındaysanız ve bu dosyayı / hazırlığı yazmakla paralel yapmaktaysanız — hikayeyi bile yeniden şekillendirmenize yardımcı olacaktır.
Bonkis’e gelecek olursak yeniden; izleyin çünkü cesaretle ve özgünlükle yola çıkılabileceğini harika bir şekilde anlatan sıcak bir hikaye. Yavaş yavaş içine alıyor. Hikayelerinde/ anlarında bir kırılganlık ve ondan doğan özgünlük mevcut. İkinci sezonu da geldiğinde bütünlüğüne tekrar bakıp yeni projeleriniz için incelemenizi öneririz. Biz yeniden inceleyeceğiz…
* İlgili başlıklar için ‘Projelendirme’ postlarımız, ‘Proje Dosyası Hazırlama’ atölyeleri.